Moda kavramı için pek çok şey söyleyebiliriz ama bunlardan en temel olanı aslında modanın kendimizi ifade etmenin en basit yolu olduğu… Kendini ifade ederek modaya yön veren pek çok kadın var. Silk and Cashmere Blog okurları için modanın en güçlü kadın ikonlarından ikisinin ilham veren hikayelerini anlattık. Keyifli okumalar…
Coco Chanel
“Moda geçicidir; kalıcı olan sadece stildir” sözü ile aslında moda ile ilgili bakış açısını özetleyen Gabrielle Bonheur Chanel, yani bilinen adıyla Coco Chanel modanın en güçlü kadın ikonlarının başında yer alıyor. Ufacık bir şapka dükkanı açarak moda dünyasına giriş yapan, dünyanın en iyi markalarından biri olan Chanel’i yaratan Coco Chanel’in ismi adeta moda ile özdeşleşmiş durumda.
Fransa’da yoksul bir ailede doğan Chanel’in çocukluğu zorluklarla geçer. Annesini küçük yaşta kaybeden ve yetimhanede büyüyen Chanel’in modaya olan ilgisi burada dikiş dikmeyi öğrenmesi ve arkadaşları için farklı tarzlarda şapkalar dikmesiyle başlar. Daha sonrasında farklı giyim mağazalarında terzi yardımcısı olarak çalışmaya başlayan geleceğin ünlü modacısı bir yandan da o çok sevdiği şapkaları tasarlamaya devam eder. Gabrielle Bonheur zaman zaman da La Rotonde kabaresinde şarkıcılık yapar. Bugün onu dünyanın tanıdığı isim olan Coco’ yu söylediği şarkılardan biri olan Qui Qu’a Vu Coco?’dan alır.
Daha sonrasında hayatına giren varlıklı Etienne Balsan’ın da desteğiyle kendi butiğini açar ve kısa zamanda ün kazanır. Ayn zamanda lisanslı bir şapka tasarımcısı olan Chanel işler yolunda gidince kendi kadın kıyafet koleksiyonunu geliştirir. Kadın kolesiyonunda o zamana kadar süregelmiş tüm kalıplara ve standartlara karşı çıkar. Feminenliği tamamen geri plana atıp maskülen giyimin rahatlığına odaklanır ve bunu kadın giyim modasına kendi yorumunu katarak taşır. Dünyada ilk kadın pantolunu tasarlayan ve giyen Coco Chanel, satışları ve ünü arttıkça yeni butikler açmaya devam eder ve parfüm sektörüne de girer. Chanel bugün dünyanın en başarılı markaları arasında. TIME dergisinin “20’inci yüzyılın en etkileyici 100 kişisi” listesine girmiş olan Coco Chanel’in bu başarılı öyküsü moda dünyasından olan ya da olmayan herkese ilham vermeye devam ediyor.
Miuccia Prada
Mario Prada tarafından kurulan Prada markası başlangıçta sadece erkekler için lüksü ve kaliteyi ön plana çıkaran deri çantalar üreteren bir firmadır. Mario Prada’nın en küçük torunu Miuccia Prada’nın işleyişine kendi bakış açısını katınca, marka bir dünya markası haline gelir. Miuccia, aslında moda ile ilgili bir bölüm okumamıştır. Siyaset bilimi ve pandomim eğitimi almıştır. Miuccia Prada aile şirketiğini devraldığında eğitimden ziyade hayal gücüne, kararlılığına ve pratik zekasına sarılır. Marka onun vizyonu sayesinde sıradan bir marka olmanın ötesine geçer ve bugünün efsanevi markası Prada olur. Miuccia Prada başlangıçta sadece çanta üreten bir firma olan Prada’nın çanta tasarımlarında da radikal değişliklikler yapar. İnovasyon onun tüm tasarımlarda ve şirket kararlarını verirken vazgeçilmezi olmuştur. Askeri paraşütler yapan bir fabrikayı ziyareti sırasında bu kumaşları kullanarak çanta tasarlama fikri doğar ve böylece ikonik bir tasarım haline gelen Prada sırt çantaları moda dünyasında yerini alır. Miuccia Prada, daha sonra hazır giyim ve kadın giyim alanlarına da girer. Tasarımları yaratırken sanatçılarla iş birliği yapar ve bu da markayı daha başarılı bir hale getirir. Lakabı Miu Miu olan Miuccia bu isimle Prada'nın dışında yeni bir moda markası kurar. En az Prada kadar başarılı olan Miu Miu markası bugün dünyanın en ünlü moda markalarından biri. Miuccia, 2005'te Time dergisinin "En Etkili 100 Kişi" listesine girer ve başarısını bir de bu şekilde belgelemiş olur. Miuccia Prada’nın başarı öyküsünde çok ironik bir nokta buluyor. Miuccia’nın dedesi kadınların çalışma hayatında yeri olmadığını savunan ve bu konuda çok katı görüşlere sahip biriyken markayı dünyaca ünlü bir moda devi haline getiren bir kadın olmuş; Miuccia Prada tüm dünyaya ilham vermiştir.