
Anneler Günü’ne yaklaşırken, güçlü bağlarıyla bize ilham veren ikonik anne-kız ikililerini anıyor; zarafetin, sevginin ve bağlılığın farklı halleriyle Anneler Günü’nü kutluyoruz. Gelin, bu zamansız sevgiye, stile ve nesiller arası bağlara birlikte tanıklık edelim.

Birbirinin yansıması, birbirinin gücü.
Hollywood’un en ikonik anne-kız ikililerinden Debbie Reynolds ve Carrie Fisher, sadece sahnede değil, hayatın her anında birbirine tutunan iki güçlü kadındı.

“Annem bana yalnızca hayatta kalmayı değil, hayatta serpilip güçlenmeyi öğretti. Ben buna 'sur-thrive' diyorum. İnanılmaz zor şeylerden geçse de mesajı hep çok netti: İmkânsızı başarmak mümkündür—sadece her zaman eğlenceli olmayabilir.”
— Carrie Fisher

Ekranda unutulmaz, hayatta dingin bir güç.
Ingrid Bergman yalnızca sinema tarihinin en etkileyici oyuncularından biri değil; üç çocuğu—Isabella, Ingrid Jr. ve Roberto Rossellini—için de ilham veren bir anneydi. Ekrandaki derinliği ve zarafeti, hayatındaki sadelik ve sevgiyle iç içe geçti.

“Çocukluğumdan beri annem gibi olmak istedim. İlla oyuncu olmak değildi hayalim—buna cesaret edebileceğimi asla düşünmezdim. Ama onun gibi enerjik, hareketli, tutkulu bir kadın olmak istedim.”
— Isabella Rossellini

Zamansız zarafet, koşulsuz sevgi.
İtalyan sinemasının efsanevi ismi Sophia Loren, yalnızca ekrandaki duruşuyla değil, anneliğiyle de ilham veriyor. Loren’in çocukları Carlo ve Edoardo Ponti’ye adadığı hayatındaki en önemli rollerden biri de annelikti.

“Anne olduğunuzda, düşüncelerinizde artık tamamen yalnız değilsinizdir. Bir anne her zaman iki kez düşünmek zorundadır—bir kendisi, bir de çocuğu için.”
— Sophia Loren