
Bu yıl 8 Mart Kadınlar Günü’ne özel sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarıyla bize ilham veren ve bu misyona öncülük eden 6 yaratıcı kadın ile daha yavaş bir yaşam üzerine keyifli sohbetler gerçekleştirdik…
Sürdürülebilirlik misyonuyla 2017 yılından beri üretim yapan ve yavaş bir alışveriş sürecini savunan moda markası, tiny’nin Kurucusu Cansın Sağlam ile röportajımızı okumak için devam edin.
Yavaş moda hareketini benimsemeye nasıl ve ne zaman karar verdiniz ve bu tarzınızı nasıl etkiledi?
Sürdürülebilir yaşamla her zaman ilgileniyordum, ancak bu konu hayatımın merkezine, Datça’ya yaz-kış taşındıktan sonra tam anlamıyla oturdu. Köyde yaşamaya başladıkça çöplerin nereye gittiğini, suyun kaynağını, bitkilerin nasıl yetiştiğini gözlemledikçe ve toprakla bağım güçlendikçe sürdürülebilirlik benim için çok daha önemli hale geldi.
Sürdürülebilir moda seçimlerine yönelmeye başlamak isteyen birine ne gibi tavsiyelerde bulunurdunuz?
Bence artık “eşyaların kölesi olmak” diye bir şey var. Sahip olduğumuz eşya ne kadar fazlaysa, hayatımız da o kadar karmaşık hale geliyor. Bu yüzden bir şey tüketmeden önce “Gerçekten buna ihtiyacım var mı?” sorusunu sormak çok önemli. Mümkün olduğunca az ve gerçekten ihtiyacımız olanı almak gerektiğine inanıyorum.
Kişisel koleksiyonunuzdan favori parçanızı ve hikayesini bizimle paylaşır mısınız?
Benim sürdürülebilirlik anlayışım, kumaşın sürdürülebilirliğinden ziyade zamansız ve uzun ömürlü tasarımlar yapmaya dayanıyor. Beden olarak daha standart, herkesin rahatça kullanabileceği ürünler tasarlamak ve kaliteli kumaşlar tercih etmek benim için büyük önem taşıyor.
Markamı dokuz yıl önce kurdum ve o dönemde tasarladığım birçok ürün bugün hâlâ satışta. Tabii ki yıllar içinde kumaş ve kalıp revizyonları yaptım, ancak en çok satan ve benim de hâlâ severek kullandığım tasarımlar arasında yer alıyorlar. Markam ve tasarımlarımla ilgili en gurur duyduğum şey de bu: Zamana meydan okuyan, modası geçmeyen ve uzun yıllar kullanılabilen ürünler yaratmak.