
Bu yıl 8 Mart Kadınlar Günü’ne özel sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarıyla bize ilham veren ve bu misyona öncülük eden 6 yaratıcı kadın ile daha yavaş bir yaşam üzerine keyifli sohbetler gerçekleştirdik…
“Yavaş Yaşam” felsefesini benimseyen, Şef, İçerik Üreticisi, Sağlıklı Yaşam ve Ayurveda Koçu, İdil Yazar ile röportajımızı okumak için devam edin.
Sürdürülebilir yaşam stili ve 'slow living' hayatınıza ne zaman ve nasıl girdi?
Aslında bu yolculuk benim için mutfakta başladı. Sağlıklı beslenmeye olan ilgim, doğal ve temiz malzemelerle yemek yapmaya yöneltti. Sonra fark ettim ki, sadece yediklerimiz değil, hayatımıza dokunan her şey – kıyafetler, eşyalar, yaşam tarzımız – bilinçli seçimler gerektiriyor. ‘Slow living’ yani daha yavaş, daha farkında yaşamak, her şeyi bir an önce tüketmek yerine gerçekten değerini bilmek ve tükettiğimden fazlasını üretmek benim için önemli hale geldi. Şimdi, aldığım her şeyi uzun vadeli düşünüyorum: Buna ihtiyacım var mı? Nereden geliyor? Hayatıma ne gibi bir değer katacak? Gerçekten bana iyi hissettiriyor mu?
Daha bilinçli tüketmeye ve yaşamaya başlamak isteyen birine ne gibi tavsiyelerde bulunurdunuz?
Küçük adımlarla başlamak en güzeli! Öncelikle ‘tüketmeden önce düşün’ alışkanlığı kazanmak önemli. İhtiyacınız olmayan şeyleri sırf alışveriş yapmak için almamaya çalışın. Kaliteli ve uzun ömürlü şeylere yatırım yapmak, hızlı tüketim yerine gerçekten sevdiğiniz ve uzun yıllar kullanacağınız parçalar seçmek büyük fark yaratıyor. İkinci el alışveriş yapmanın da harika bir alışkanlık olduğunu düşünüyorum.
Bir de doğaya biraz daha yaklaşmak iyi geliyor. Kendi yiyeceğinizi yetiştirmek, pazar alışverişini desteklemek, doğada daha çok vakit geçirmek, zihni de sadeleştiriyor. Aynı zamanda doğayla bağlantıya geçince, sizin de onun bir parçasını olduğunu iyice kavrıyor, doğayı yormamaya özen göstermeye başlıyorsunuz.
Modaya bakış açınıza bu yaşam stilini nasıl yansıyor? Kişisel koleksiyonunuzdan favori parçanızı ve hikayesini bizimle paylaşır mısınız?
Modaya yaklaşımım tamamen ‘az ve öz’ üzerine kurulu. Eskiden çok daha fazla şey alırdım ama şimdi gerçekten iyi hissettiren, uzun ömürlü ve zamansız parçalar seçmeye çalışıyorum. Doğal kumaşlar, el işçiliği ve zamansız kesimler favorim. Bir parça seçmem gerekirse… 20 sene önce New York’a ilk taşındığımda, ilk maaşımla aldığım siyah bir deri ceketim var. Zamansız, inanılmaz zarif bir ceket. Taşıdığı hikaye, ilk kazancım ile aldığım için hissi çok kıymetli. Onu her giydiğimde, geçmişle bugün arasında bir bağ kuruyorum.