29 Mart -1 Nisan tarihlerinde verilen siparişler 2 Nisan itibari ile kargoya teslim edilecektir.

Yeni Sezonun İlk Parçaları Şimdi Sizi Bekliyor

Roksan Sarfati ile Sürdürülebilir Yaşam

Bu yıl 8 Mart Kadınlar Günü’ne özel sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarıyla bize ilham veren ve bu misyona öncülük eden 6 yaratıcı kadın ile daha yavaş bir yaşam üzerine keyifli sohbetler gerçekleştirdik…

 Moda endüstrisinin ardında bıraktığı atık kumaşları değerlendirmek ve hızlı modaya olan bakış açısını değiştirmek üzere 2016'da Mah-Roc markasıyla yola çıkan Roksan Sarfati ile röportajımızı okumak için devam edin.

Sürdürülebilir yaşam stili ve 'slow living' hayatınıza ne zaman ve nasıl girdi?

Sürdürülebilir yaşam ve 'slow living' benim hayatıma yavaş yavaş ama kaçınılmaz bir şekilde girdi diyebilirim. Çocukluğumdan beri tekstil dünyasının içinde büyüdüm ve bu sektörün görünmeyen taraflarını çok yakından deneyimledim. Özellikle hızlı moda sisteminin yarattığı israf, adaletsizlik ve çevresel etkiler, beni sorgulamaya itti. Kurumsal sektörde çalıştığım yıllarda sürekli seyahat ederken, dünyanın farklı köşelerindeki üretim süreçlerini gördüm. O noktada, kendi üretim anlayışımı değiştirmem gerektiğini anladım ve işte bu dönüşüm beni Mah-Roc’un temellerini atmaya götürdü.

Daha bilinçli tüketmeye ve yaşamaya başlamak isteyen birine ne gibi tavsiyelerde bulunurdunuz?

Bilinçli tüketim ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına geçiş yapmak isteyen biri için en önemli tavsiyem, küçük ama anlamlı adımlarla başlamaları olur. İlk olarak, gerçekten neye ihtiyacınız olduğunu sorgulamak ve sahip olduklarınızı en verimli şekilde kullanmak çok önemli. Daha az ama daha kaliteli, uzun ömürlü ve çok yönlü parçalar seçmek, tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için iyi bir başlangıç. Aynı zamanda, yerel üreticileri desteklemek, ikinci el alışveriş yapmak ve üretim süreçleri şeffaf markaları tercih etmek de sürdürülebilir bir yaşam için değerli adımlar.

Modaya bakış açınıza bu yaşam stilini nasıl yansıyor? Kişisel koleksiyonunuzdan favori parçanızı ve hikayesini bizimle paylaşır mısınız?

Modaya olan bakış açım tamamen bu yaşam tarzımla örtüşüyor. Koleksiyonlarımızı oluştururken amacım, hızlı ve geçici trendlerden uzak, zamansız ve uzun ömürlü tasarımlar yapmak. Üretimde kullandığımız kumaşların büyük kısmı ölü stoklardan ve atıl durumdaki malzemelerden geliyor. Renkleri, dokuları bir araya getirerek her parçaya yeni bir anlam kazandırıyoruz. Bu süreç benim için sadece bir tasarım meselesi değil, aynı zamanda bir hikaye anlatımı ve bir değer yaratma biçimi.